argo sözlüğü çömez

tekeline (veya tekellerine) almak

1. mecaz fikir, sanat vb. alanda kendi görüşünü hâkim kılmak

benzer kelimeler: acı çekmek (veya duymak), açıktan almak, adım (veya adımını) atmak, ağır yara almak, ağzını havaya (veya poyraza) açmak, alargada durmak (veya tutmak), alaya almak, alev almak, altına etmek (veya kaçırmak), ana avrat küfretmek (veya düz veya dümdüz gitmek), anası turp (veya sarımsak), babası şalgam (veya soğan), anasını sat! (veya satayım!), araya almak, arkasına almak, artistlik etmek (veya yapmak), askıya almak, aşağı (veya aşağısı) kurtarmaz, ateş almak, ateşini almak, avara durmak (veya kalmak), avucunun içine almak, ayağı almak, ayak almak, aynı fotoğraf karesinde yer almak, aynı karede yer almak (veya bulunmak), ayranı yok içmeye, atla (veya tahtırevanla) gider sıçmaya, baksana! (veya baksanıza!), bas! (veya bas git!), başı göğe ermek (veya değmek), beyaz bayrak çekmek (veya açmak veya sallamak), bıraktığı (veya bağladığı) yerde (veya çayırda) otlamak, bok (veya bokun) soyu, bok etmek (veya bokunu çıkarmak), boşa almak, bulunmaz Bursa (veya Hint) kumaşı, canına tükürdüğümün (veya üfürdüğümün), canına yandığım (veya yandığımın), canını cehenneme göndermek (veya yollamak), cariyeniz (veya cariyeleri), cızlamı çekmek (veya cızlam etmek), cukkasını almak, çapraza almak, çarkına etmek (veya okumak), çatlasa da (veya çatlasa da patlasa da), çek! (veya çek arabanı!), çelme atmak (veya takmak veya vurmak), çırak çıkmak (veya çıkarılmak), çiçek açmak (veya vermek), çimdik çimdik doğramak (veya yolmak veya koparmak), dağların şenliği (veya gelin anası), dalgaya düşmek (veya gelmek), dava (veya davayı) kaybetmek, dava (veya davayı) kazanmak, davul çalmak (veya dövmek), demir almak, derde (veya dertlere) düşmek, ders almak, dikkat (veya dikkati) çekmek, diskur geçmek (veya çekmek), dolduruşa gelmek (veya kapılmak), donuna etmek (veya kaçırmak veya doldurmak veya yapmak), dünyaya kazık çakmak (veya kakmak), el almak, elense çekmek (veya etmek), ere gitmek (veya varmak), eşekten düşmüşe (veya düşmüş karpuza) dönmek, etek takmak (veya giymek), façasını almak (veya al aşağı etmek), fırtına kopmak (veya patlamak), fiyaka satmak (veya sökmek), freni patlamak (veya tutmamak), gardını almak, gaza basmak (veya dayanmak), gemi azıya almak, geriye almak, gıcık almak (veya kapmak veya olmak), göç etmek (veya eylemek), göğsü daralmak (veya tıkanmak), gövdeye atmak (veya indirmek), göz kamaştırmak (veya almak), gözü (veya gözleri) açılmak, gözü (veya gözleri) kamaşmak, gözü (veya gözleri) kararmak, gözünü almak, hâli (veya hâlleri) duman olmak, hariçten gazel okumak (veya atmak), hava almak, havasını almak, içine etmek (veya sıçmak), içini bayıltmak (veya kıymak), ifadesini almak, iflas bayrağını çekmek (veya borusunu çalmak), iğne yutmuş ite (veya maymuna) dönmek, imzayı basmak (veya çakmak), ipten almak, iskele almak, işkembeden atmak (veya söylemek), itin götüne (veya kıçına) sokmak, kafa (veya kafasını) ütülemek, kafa (veya kafayı) çekmek, kafakola almak, kafasının bir tahtası eksik (veya noksan) (olmak), kafaya almak, kafayı tütsülemek (veya dumanlamak), kalıbı değiştirmek (veya dinlendirmek), kamış atmak (veya koymak), kantara çekmek (veya vurmak), kaput gitmek (veya olmak), karanlığı deşmek (veya yırtmak), kazan kaldırmak (veya devirmek), keyfinden bayılmak (veya dörtköşe olmak), kıçına tekmeyi atmak (veya vurmak veya yapıştırmak), kına (veya kınalar) yakmak (veya koymak veya srmek veya vurmak veya yakınmak veya yakılmak), kıtıra almak, kıyak geçmek (veya çekmek veya yapmak), kızağa çekmek (veya almak), kokusunu (veya koku) almak (veya duymak), kontak kapatmak (veya kapamak), koynuna almak, kölen (veya kulun) olayım!, köleniz (veya köleleri), kötürüm olmak (veya kalmak), kundak sokmak (veya koymak), küf bağlamak (veya tutmak), kül yemek (veya yutmak), kündeye almak (veya getirmek), lamelif çevirmek (veya çizmek veya çekmek), madik atmak (veya etmek veya oynamak), makaraları koyuvermek (veya zapt edememek veya salıvermek), markaja almak, matrağa almak, meydan almak, meyve almak, mide (veya midesini) bulandırmak, midesi almamak (veya kaldırmamak veya kabul etmemek veya götürmemek), nasır bağlamak (veya tutmak), nefesi kesilmek (veya daralmak veya tutulmak), not almak, nüzul inmek (veya gelmek), omuz atmak (veya vurmak), öküze boynuzu yük olmaz (veya ağır gelmez), öp babanın (veya beybabanın) elini, palamarı koparmak (veya çözmek), palavra atmak (veya savurmak veya sıkmak), pas atmak (veya vermek), payını almak, polim atmak (veya yapmak), posta koymak (veya atmak), puan almak (veya kazanmak), rehin almak, rol almak, rölantiye almak, rövanşı almak, rüyasına (veya rüyalarına) girmek, saf dışı etmek (veya bırakmak), sıkıysa (veya sıkıyorsa), soluğu kesilmek (veya tutulmak), su almak, suyu ısınmak (veya kaynamak), şifayı bulmak (veya kapmak), tadı kaçmak (veya gitmek), tadını almak, tam adamını bulmak (veya adamına düşmek), tam maaşla tekaüt (veya emekli), tat almak, tavan başına çökmek (veya yıkılmak), tekme atmak (veya vurmak), tiye almak, tokat (veya tokadı) yemek, tokat atmak (veya patlatmak), top (veya topu) atmak, topal eşekle kervana katılmak (veya karışmak), topu taca atmak (veya bırakmak), toriği (veya toriğini) çalıştırmak (veya işletmek veya kullanmak), tozunu almak (veya atmak veya silkelemek veya silkmek), tuzak (veya tuzağı) kurmak, ulufe vermek (veya dağıtmak), vadesi gelmek (veya dolmak), vay anam! (veya anasını! veya canına!), voltasını almak, yağ çekmek (veya yapmak), yara almak, yasa bürünmek (veya boğulmak veya gömülmek), yavaş gel! (veya ol!), yem dökmek (veya koymak), yenilir yutulur değil (veya olmamak), yok devenin başı (veya pabucu veya nalı), yunmuş arınmış (veya yıkanmış), yüreği sıkışmak (veya tıkanmak), yürü ense tıraşını göreyim (veya görelim), yüz surat davul derisi (veya mahkeme duvarı), zembereği boşalmak (veya boşanmak)