argo sözlüğü çömez

hâli (veya hâlleri) duman olmak

1. argo kötü duruma düşmek
"Anası da artık eskisi gibi çamaşıra falan gidemediğinden hâlleri dumandı."Haldun Taner

benzer kelimeler: abandone olmak, abone olmak, aborda olmak, acı çekmek (veya duymak), açıklar livası olmak, adam olmak, adım (veya adımını) atmak, ağaç olmak, ağzını havaya (veya poyraza) açmak, alabora olmak, alargada durmak (veya tutmak), allak bullak olmak, allameicihan olmak, altına etmek (veya kaçırmak), ana avrat küfretmek (veya düz veya dümdüz gitmek), anası turp (veya sarımsak), babası şalgam (veya soğan), anasını sat! (veya satayım!), artistlik etmek (veya yapmak), asıntı olmak, askıntı olmak, aşağı (veya aşağısı) kurtarmaz, avara durmak (veya kalmak), aynı karede yer almak (veya bulunmak), ayranı yok içmeye, atla (veya tahtırevanla) gider sıçmaya, badem olmak, baksana! (veya baksanıza!), balta olmak, barış görüş olmak, bas! (veya bas git!), başı göğe ermek (veya değmek), berhava olmak, beyaz bayrak çekmek (veya açmak veya sallamak), bıraktığı (veya bağladığı) yerde (veya çayırda) otlamak, boğaz olmak, bok (veya bokun) soyu, bok etmek (veya bokunu çıkarmak), boyun olmak, boza olmak, bozum olmak, buhar olmak, bulunmaz Bursa (veya Hint) kumaşı, canına tükürdüğümün (veya üfürdüğümün), canına yandığım (veya yandığımın), canını cehenneme göndermek (veya yollamak), cariyeniz (veya cariyeleri), cızlamı çekmek (veya cızlam etmek), çarkına etmek (veya okumak), çatlasa da (veya çatlasa da patlasa da), çek! (veya çek arabanı!), çelme atmak (veya takmak veya vurmak), çırak çıkmak (veya çıkarılmak), çiçek açmak (veya vermek), çimdik çimdik doğramak (veya yolmak veya koparmak), dağların şenliği (veya gelin anası), dalgaya düşmek (veya gelmek), darmadağın olmak, dava (veya davayı) kaybetmek, dava (veya davayı) kazanmak, davul çalmak (veya dövmek), deli olmak, derde (veya dertlere) düşmek, deşarj olmak, dikkat (veya dikkati) çekmek, diskur geçmek (veya çekmek), dolduruşa gelmek (veya kapılmak), donuna etmek (veya kaçırmak veya doldurmak veya yapmak), duman, duman attırmak, duman etmek, duman olmak, duman vermek, dünyaya kazık çakmak (veya kakmak), elense çekmek (veya etmek), ense kulak yerinde olmak, ere gitmek (veya varmak), eşekten düşmüşe (veya düşmüş karpuza) dönmek, etek takmak (veya giymek), façasını almak (veya al aşağı etmek), felç olmak, fırtına kopmak (veya patlamak), fit olmak, fitil olmak, fiyaka satmak (veya sökmek), freni patlamak (veya tutmamak), gark olmak, gâvur olmak, gaza basmak (veya dayanmak), gıcık almak (veya kapmak veya olmak), göç etmek (veya eylemek), göğsü daralmak (veya tıkanmak), gövdeye atmak (veya indirmek), göz kamaştırmak (veya almak), göz kulak olmak, gözü (veya gözleri) açılmak, gözü (veya gözleri) kamaşmak, gözü (veya gözleri) kararmak, hamamcı olmak, hariçten gazel okumak (veya atmak), helak olmak, hurdahaş olmak, içine etmek (veya sıçmak), içini bayıltmak (veya kıymak), iflas bayrağını çekmek (veya borusunu çalmak), iğne yutmuş ite (veya maymuna) dönmek, iki büklüm olmak, imzayı basmak (veya çakmak), istim üstünde olmak, işkembeden atmak (veya söylemek), itin götüne (veya kıçına) sokmak, kafa (veya kafasını) ütülemek, kafa (veya kafayı) çekmek, kafasının bir tahtası eksik (veya noksan) (olmak), kafayı tütsülemek (veya dumanlamak), kalıbı değiştirmek (veya dinlendirmek), kamış atmak (veya koymak), kangren olmak, kantara çekmek (veya vurmak), kaput gitmek (veya olmak), karanlığı deşmek (veya yırtmak), karnı davul olmak, kayıtsız olmak, kazan kaldırmak (veya devirmek), keçe külah olmak, keyfinden bayılmak (veya dörtköşe olmak), kıçına tekmeyi atmak (veya vurmak veya yapıştırmak), kına (veya kınalar) yakmak (veya koymak veya srmek veya vurmak veya yakınmak veya yakılmak), kıyak geçmek (veya çekmek veya yapmak), kızağa çekmek (veya almak), kokusunu (veya koku) almak (veya duymak), koltukta olmak, kontak kapatmak (veya kapamak), kova olmak, kölen (veya kulun) olayım!, köleniz (veya köleleri), kör duman, kötürüm olmak (veya kalmak), kundak sokmak (veya koymak), küf bağlamak (veya tutmak), kül olmak, kül yemek (veya yutmak), kündeye almak (veya getirmek), laçka olmak, lamelif çevirmek (veya çizmek veya çekmek), madik atmak (veya etmek veya oynamak), mağlup olmak, makaraları koyuvermek (veya zapt edememek veya salıvermek), mars olmak, matiz olmak, mayna olmak, mide (veya midesini) bulandırmak, midesi almamak (veya kaldırmamak veya kabul etmemek veya götürmemek), mostra olmak, mum olmak, nasır bağlamak (veya tutmak), nefesi kesilmek (veya daralmak veya tutulmak), nüzul inmek (veya gelmek), olmak, omuz atmak (veya vurmak), öküze boynuzu yük olmaz (veya ağır gelmez), öncül olmak, öp babanın (veya beybabanın) elini, palamarı koparmak (veya çözmek), palavra atmak (veya savurmak veya sıkmak), pas atmak (veya vermek), paşa olmak, pirüpak olmak, pişti olmak, polim atmak (veya yapmak), posta koymak (veya atmak), puan almak (veya kazanmak), puşt olmak, rüyasına (veya rüyalarına) girmek, saf dışı etmek (veya bırakmak), sıkıysa (veya sıkıyorsa), soluğu kesilmek (veya tutulmak), suyu ısınmak (veya kaynamak), şahken şahbaz olmak, şakayken kaka olmak, şifayı bulmak (veya kapmak), tadı kaçmak (veya gitmek), tam adamını bulmak (veya adamına düşmek), tam maaşla tekaüt (veya emekli), tatmin olmak, tav olmak, tavan başına çökmek (veya yıkılmak), tedavülde olmak, tekeline (veya tekellerine) almak, tekme atmak (veya vurmak), telef olmak, ters pers olmak, tokat (veya tokadı) yemek, tokat atmak (veya patlatmak), top (veya topu) atmak, topal eşekle kervana katılmak (veya karışmak), topu taca atmak (veya bırakmak), toriği (veya toriğini) çalıştırmak (veya işletmek veya kullanmak), toz olmak, tozunu almak (veya atmak veya silkelemek veya silkmek), turşu olmak, tuş olmak, tutsak olmak, tuzak (veya tuzağı) kurmak, uçkuruna sağlam olmak, ulufe vermek (veya dağıtmak), uyuz olmak, vacip olmak, vadesi gelmek (veya dolmak), vay anam! (veya anasını! veya canına!), verem olmak, yağ çekmek (veya yapmak), yakamoz olmak, yasa bürünmek (veya boğulmak veya gömülmek), yavaş gel! (veya ol!), yem dökmek (veya koymak), yem olmak, yenilir yutulur değil (veya olmamak), yok devenin başı (veya pabucu veya nalı), yok olmak, yola revan olmak, yunmuş arınmış (veya yıkanmış), yüreği sıkışmak (veya tıkanmak), yürek Selânik olmak, yürü ense tıraşını göreyim (veya görelim), yüz surat davul derisi (veya mahkeme duvarı), zembereği boşalmak (veya boşanmak), ziyan zebil olmak