argo sözlüğü çömez

hava

Arapça (هواء hawāˀ) : hava, atmosfer, boşluk

1. mecaz Sonuçsuz, anlamsız, boş (durum, davranış, söz)
"Bu sözlerin sonu hava."

2. mecaz Görünüş, davranış, söz vb. için bir kimsenin durumunu belirten özellik
"Buna rağmen öyle kibar ve asil havası vardır ki bu damga bile onu çirkinleştiremez, inadına daha bir uçarı, daha bir sevimli yapar."Haldun Taner

3. mecaz ► üslup
"Namık Kemal'e, Tevfik Fikret'e başarılı nazireler yazmıştır. Onların diliyle, onların sesiyle, onların havasıyla..."Yusuf Ziya Ortaç

4. mecaz İçinde yaşanılan ve etkisinde kalınan ortam; atmosfer
"İlk deneme dalış günü gelince, denizcilerde büyük bir coşkunluk, bir tören havası vardı."Halikarnas Balıkçısı

5. mecaz ► çekicilik
"Kadın güzel değil ama havası var."

6. mecaz Keyif, âlem
"Onu kendi havasına bıraksak çalışmaz."

benzer kelimeler: ağır hava, ağzını havaya (veya poyraza) açmak, başı havada, burnu havada, göbek havası, hava almak, hava atışı, hava basmak, hava gazı, hava yapmak, havada kalmak, havadan sudan, havai, havalanmak, havalı, havan, havari, havas, havas, havasını almak, havasız, havaya uçmak, kısa kes Aydın havası olsun, sepet havası çalmak, temize havale etmek, zeybek havası