havas
Arapça (خَوَاصّ χawāṣṣ) : özel olanlar, seçkinler, elitler
1. eskimiş Nitelikler, özellikler
2. eskimiş Duyumlar, duygular
3.
Kendilerini halktan ayrı ve üstün sayan, kendilerinde bir tür ayrıcalık gören kimseler, avam karşıtı
"Bu zihniyette olan avam değildi, bilhassa havas denilen insanlar böyle düşünüyordu."
– Atatürk
4.
İleri gelenler, seçkinler
"Padişah, vükela ve havassını toplayarak bu kanun hükümlerine riayet edeceğini ve ettireceğini bildirmiştir."
– Cemil Meriç