argo sözlüğü çömez

ağır

1. mecaz Gösterişi fazla olmayan, ciddi olan
"Ağır kıyafeti ile muhite uymayan Canan'ın yanında, ne kadar rahat ve sadeydi."Mithat Cemal Kuntay

2. mecaz ► çetin
"Denizcilik tarihinin en ağır sorumluluklarından birini üzerine alıyordu."Feridun Fazıl Tülbentçi

3. mecaz Sıkıntı veren, bunaltan; sakil
"Sanki ağır bir yükün altından kurtuldum."Ömer Seyfettin

4. mecaz Dokunaklı, kırıcı, insanın gücüne giden
"Kızmıştım, Keziban'a söylenecek şöyle ağır bir söz arıyordum."Nurullah Ataç

5. mecaz ► ağırbaşlı
"Bu, on dokuz yaşında ufak tefek bir kızdı fakat otuz yaşındaki bir insandan daha ağırdı."Halide Edip Adıvar

6. mecaz Keskin, boğucu (koku)
"Bu koku, en hafif rüzgârla burnu kuvvetli bir adama uzaktan kendini hissettirecek kadar ağırdır."Falih Rıfkı Atay

7. mecaz Davranışları yavaş olan

8. mecaz Sindirimi güç (yiyecek)
"Ağır bir yemek."

benzer kelimeler: ağır aksak, ağır çekim, ağır hava, ağır kayıp, ağır top, ağır vasıta, ağır yara, ağır yara almak, ağırbaşlı, ağırcanlı, ağırlaşmak, ağırlık, ağırlık merkezi, çıban ağırşağı, eli ağır, öküze boynuzu yük olmaz (veya ağır gelmez)