ağırlaşmak
1.
mecaz
Gebe kadının doğurması yaklaşmak
"Haziran ayı başında Mevhibe’nin hamileliği ağırlaştı."
– Gülsün Bilgehan
2.
mecaz
► güçleşmek
"İşte bundan dolayı da gençliğin sorunları daha da ağırlaşıyor, büyüyor."
– Yaşar Kemal
3.
mecaz
Hasta tehlikeli duruma gelmek
"Pek çok insan hastalıklarının başlangıcında komşuya, eczaneye, kırık çıkıkçıya, hocaya başvurmakta, olay önlenemez hâle gelip hasta ağırlaşınca hekime gelmektedir."
– Jale Baysal
4.
mecaz
Artan, çoğalan
"Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım."
– Ömer Seyfettin
5. mecaz Ağırbaşlı hâle gelmek