yüz göz
1.
mecaz
"Biriyle gereksiz yere, aşırı derecede senli benli olmak" anlamındaki yüz göz olmak deyiminde geçen bir söz
"İkisinin de bu kadar az zamanda birbirleriyle bu derece yüz göz olmalarına şaşmamak mümkün değildi."
– Reşat Nuri Güntekin
benzer kelimeler:
ahu gözlü, ak gözlü, anasının gözü, at gözlüklü, baş göz etmek, baykuş gözlü, binin yarısı beş yüz (o da bizde yok), cam göz, ceylan gözlü, çekik gözlü, dört göz, göz banyosu, göz bebeği, göz göze, göz kamaştırıcı, göz kamaştırmak (veya almak), göz kırpmak, göz kulak olmak, göz nuru, göz önü, göz önünde, göz yummamak, göze, göze göz, gözemek, gözene, gözer, gözleği, gözleri yaşarmak, gözlük takmak, gözü (veya gözleri) açılmak, gözü (veya gözleri) kamaşmak, gözü (veya gözleri) kararmak, gözü aç, gözü alışmak, gözü doymaz, gözü gönlü tok, gözü kara, gözü keskin, gözü kör olsun, gözü pek, gözü sulu, gözü tok, gözü yolda, gözü yüksekte, gözünü almak, gözünü çıkarmak, gözünü seveyim, gözünü yummak, gözünün önünü görmemek, güler yüz, ilk göz ağrısı, kara yüz, kem göz, kem gözlü , kene göz, lokma gözlü, malın gözü, pek gözlü, sulu göz, sulu gözlü, ters yüz etmek, yüz, yüz etmek, yüz kere, yüz kiri, yüz para, yüz surat davul derisi (veya mahkeme duvarı), yüz yazmak, yüz yüze