argo sözlüğü çömez

yutmak

1. mecaz İnanmak, aldanmak, kanmak
"Bize numara yapma, yutacak enayi değiliz."Sermet Muhtar Alus

2. ağızlardan ► ütmek (II)

3. mecaz Söylemek istediği bir sözü kendini tutarak söylememek

4. mecaz İyice, eksiksiz olarak öğrenmek
"Bazen üçer yüz sayfalık iki kitabı birden, yirmi dört saat zarfında hatmedip yuttuğu olurdu."Yakup Kadri Karaosmanoğlu

5. mecaz Işık, ses gücünü, parlaklığını azaltmak
"Duvarlar bütün ışıkları yutuyor, halkın üstüne bir toprak rengi dökülüyor."Memduh Şevket Esendal

6. teklifsiz konuşmada Dayanıp sesini çıkarmamak, katlanmak
"Ben bu ağır sözleri yutmam."

benzer kelimeler: afyon yutmak, çiğnemeden yutmak, dolma yutmak, hapı yutmak, kül yemek (veya yutmak), oltayı yutmak, yalayıp yutmak, zokayı yutmak