takmak
1.
mecaz
Biriyle olumsuz olarak uğraşmak
"Matematik öğretmeni ona taktığı için dersten kaldı."
2.
argo
Borç bırakmak
"Bu eve asilzadelerin biri girip öteki giderdi. Giden kirayı takar, gelen ortalığı kasıp kavururdu."
– Peyami Safa
3.
argo
Önemsemek, önem vermek; tınmak
"Dün koskoca bir mebus kızıyken, bir zamanların Şalvarlı Nuriyesi'ni takar mıyım?"
– Adalet Ağaoğlu
4.
argo
Sınavını başaramamak
"Bütün derslerden takarak sınıfta kaldı."