soğuklamak
1.
ağızlardan
Üşüterek hastalanmak, soğuk almak
"Yetmişi geçmiş, o hâline bakmadan geçende kahveye gitmiş, soğuklamış mı?"
– Aka Gündüz
2.
Donmak, soğuk vurmak
"Topal bacağıyla uzun uzun dolaşır, bedavaya yakın düşürdüğü soğuklamış patates, çürümeğe yüz tutmuş lahana, pırasaları omuzlar, tutardı ahırın yolunu."
– Orhan Kemal