pis
Farsça (پیس pīs): alaca, lekeli, abraş, cüzamlı
1.
mecaz
Beğenilmeyecek durumda olan, kötü, zararlı
"Şu pis dünyanın acılarında bile öyle bir tat var ki her şeye razıyım."
– Reşat Nuri Güntekin
2.
mecaz
Çirkin, sevimsiz olan
"Demin o pis, ukala suratıyla sırıta sırıta yanıma yaklaştı."
– Reşat Nuri Güntekin
3.
mecaz
İçinden çıkılması çok güç, karışık
"Pis bir iş."