kurutmak
1.
mecaz
Cılız duruma getirmek, zayıflatmak
"Bu hastalık onu kurutmuş."
2. mecaz Yiyecek ve içecekleri yiyip bitirmek
3.
mecaz
Uğursuzluk getirmek, yok etmek
"Dâhilde bütün millî kuvvetlerimizi dağıttılar, bütün kabiliyetlerimizi kuruttular."
– Peyami Safa