keskin
1.
mecaz
Tiz olan
"Bir kadın sesiydi bu. İnce ve keskin, dikkati hemen kapan ve bırakmayan bir ses."
– Peyami Safa
2.
mecaz
Kırıcı, incitici olan
"En yakın dostlarının bile kusurlarını keskin bir dille yüzlerine vururmuş."
– Haldun Taner
3.
mecaz
Etkili, sert olan
"Masanın başında, güneşten yanmış yüzü, sert ve derin çizgilerle dolu, keskin bakışlı, kıranta bir adam oturuyor."
– Esat Mahmut Karakurt
4.
mecaz
► kıvrak
"Bu çeneyle atbaşı giden keskin bir zekâsı var."
– Cahit Sıtkı Tarancı
5. mecaz ► hassas
6. mecaz Dikkatli olan
7. argo ► zampara
8. mecaz Yoğun bir biçimde