kabarmak
1.
mecaz
Öfke, sevgi vb. duygular gittikçe güçlenmek
"Bu olayı duyunca delikanlının yüreği öç alma duygusuyla kabarır."
– Necati Cumalı
2. mecaz Kafa tutmak, öfkelenip üstüne yürüyecek gibi davranmak
3.
mecaz
Böbürlenmek, gururlanmak
"Kumandan, atını şahlandırarak hurra hurra diye kendisini alkışlayan keyifli halka boyun kırarak kabarıyordu."
– Ömer Seyfettin