dondurmak
1. mecaz ► sabitlemek
2. mecaz Hareketsiz hâle getirmek
3.
mecaz
► soğutmak
"Gönlümü dondurdu kimsesizliğim / Yetişir bu yalnız sürüklendiğim"
– Enis Behiç Koryürek
4. mecaz Bir işin gerektirdiği sorumluluk ve yetkileri geçici bir süre için kullanmamak üzere durdurmak
5.
mecaz
Beklemeye almak
"Nicedir yaşam işlevlerini sınırlamış, kapasitesinin altına inivermiş, madde değişimini dondurmuştu."