dava
Arapça (دعوَى daˁwā) : talep, iddia, meydan okuma
1.
mecaz
► sorun
"O kırkyıllık davada beyhude akıntıya kürek çekmişiz."
– Yahya Kemal Beyatlı
2.
mecaz
► ülkü
"Ankara'nın bırakılışını Türkiye'nin ve davanın bırakılışı sayanlar vardı."
– Tarık Buğra