camlaşmak
1.
mecaz
Duygusuz bir duruma gelmek, duygusunu yitirmek
"Şimdi Osmancık’a bakan, camlaşmış gözleriyle ve kenetlenmiş dudaklarıyla bakan bir tek kişi vardır."
– Tarık Buğra
2.
mecaz
Kemik vb. hemen kırılacak şekilde incelmek
"Kemikleri camlaşmış, beyni sulanmış, etleri erimiş bir ihtiyarın hâlâ istediği ölçüde egemen olması... Koca bir mahalleyi susta durdurması..."
– Pınar Kür