ayarlamak
1. mecaz İşleri birbiriyle çatışmayacak veya zamanında bitirecek bir biçimde düzenlemek
2.
mecaz
Bir şeyi, bir işi amaca uygun şekilde düzenlemek
"Kanunlar, vatandaşın hareket tarzını ayarlayan kaidelerden ibarettir."
– Mehmet Kaplan
3.
mecaz
Birisini isteklerini kabule razı etmek
"Babamı ayarlarsam sinemaya gideceğim."
4.
mecaz
Bir şeyi temin etmek
"Madem öyle bende duraktan taksi ayarlarım, böylece seni olacak işinden alıkoymam."
– Hürriyet Turnalı