anafor
Yunanca (αναφόρι anafóri(on)) : gelgit, zıt akım
1.
mecaz
Karmakarışık bir durum
"Korkunç bir anaforun öfkesine kapılmış, sağa sola savrulup duruyorlar."
– Attilâ İlhan
2. argo Yolsuzluk yapılarak elde edilen şey
benzer kelimeler:
anafora kapılmak, anafora kaptırmak, anafora konmak, anafora vermek, anaforcu, anafordan, anaforlamak