çakmak
1. mecaz Bir şey saplamak
2.
teklifsiz konuşmada
Sezinlemek, anlamak, farkına varmak
"Vallahi çaktı mı çakmadı mı anlayamadım. Parasını aldı, tüydü."
– Sait Faik Abasıyanık
3. argo İçki içmek
4.
argo
Anlamak, bilmek
"Ay, bu kadın İngilizceden de çakıyor mu?"
– Nezihe Araz
5. argo ► vurmak
6. argo Sınavda başarısız olmak
7.
argo
Kabul etmeyeceği bir şeyi kurnazlıkla kabul etmesini sağlamak
"Kalp parayı birisine çakmak."